Tüp Bebek Tedavisinde İlgisiz Davranma - Eşini Desteklememe - Boşanma - Kusur

ÖZET: Boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin; önceki evliliklerinden olan çocukları ile ilgilenmesini sorun haline getiren ve ailesi ile görüşmek istemeyen kadın az; tüp bebek tedavisinde ilgisiz davranarak, eşi ile birlikte kontrollere gitmeyen, eşini desteklemeyen, eşine karşı ilgisiz olan hatta dini ... gününde eşini yalnız bırakacak şekilde kendi ailesi ve eski eşlerinden olma çocukları ile vakit geçiren davalı-davacı erkek ağır kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.


YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ

Esas : 2022/6778
Karar : 2022/8848
Tarih : 03.11.2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakalar miktar yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre; davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilerek boşanmanın ferilerine hükmedilmiştir. kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı erkek tarafından kusur, yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karar yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz edilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararında; kadının evi terk ettiği, erkeğin; önceki evliliklerinden olan çocukları ile ilgilenmesini kavga nedeni yaptığı, onlara vakit ayırmasına sorun çıkarttığı, ailesi ile görüşmelerine gitmediği, ailesinin evlerine gelmelerini istemediği erkeğin de tüp bebek tedavisinde ilgisiz davrandığı, eşi ile birlikte kontrollere katılmadığı, eşini desteklemediği, dini ... gününde eşini yalnız bırakacak şekilde kendi ailesi ve eski eşlerinden olma çocukları ile geçirdiği, eşi ile ilgilenmediği belirtilerek; boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Bölge adliye mahkemesi tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf itirazlarını esastan reddetmiştir. Ancak, yapılan yargılama toplanan delillere göre; davacı-davalı kadının evden ayrılmasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gibi erkeğin terk nedenine dayalı boşanma davasının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda erkeğin; önceki evliliklerinden olan çocukları ile ilgilenmesini sorun haline getiren ve ailesi ile görüşmek istemeyen kadın az; tüp bebek tedavisinde ilgisiz davranarak, eşi ile birlikte kontrollere gitmeyen, eşini desteklemeyen, eşine karşı ilgisiz olan hatta dini ... gününde eşini yalnız bırakacak şekilde kendi ailesi ve eski eşlerinden olma çocukları ile vakit geçiren davalı-davacı erkek ağır kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.


3-Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davacı-davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi ve kadının da maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.

4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle ; (2.), (3.) ve (4.) bentlerinde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA; (1.) bentte açıklanan nedenle tarafların temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 03.11.2022