ÖZET:
📌 Sözleşmeli avukatlar tarafından vekâleten takibi yapılan ve lehe sonuçlanan davaların sonucunda mahkemelerce davacı bankaya ödenmesine hükmedilen vekâlet hükümlerinin sözleşme hükümlerine uygun olarak avukatlara dağıtıldığı, bu vekâlet ücretleri üzerinde bankanın herhangi bir tasarruf hakkının bulunmadığı ve bu nedenle vergiye tabi olmadığı anlaşılmıştır.
📌 Sözleşmeli avukatlar tarafından takip edilen davaların kazanılan vekâlet ücretlerinden; banka tarafından nakden veya hesaben alınmayanlar, vergi kapsamına girmez.
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/2442 E. 2022/285 K. |
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Bankanın tarafı olduğu dava ve takipler nedeniyle lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin, banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahına dahil edilmediğinden bahisle, vergi inceleme raporuna istinaden, 2011 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen banka ve sigorta muameleleri vergileri ile tekerrür hükümleri de uygulanmak suretiyle kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olay hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda; sözleşmeli avukatlar tarafından vekaleten takibi yapılan ve lehe sonuçlanan davaların sonucunda mahkemelerce davacı bankaya ödenmesine hükmedilen vekalet ücretlerinin 01/01/2011 ila 13/04/2011 tarihleri arasında %50'lik kısmının, 14/04/2011 ila 31/12/2011 tarihleri arasında ise tamamının banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulmaksızın sözleşmeli avukatlara ödendiği, bu tutarların kurum kazancına dahil edilmediği, anılan verginin beyan edilmediği hususlarının tespiti üzerine bulunan matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyatın önerildiği, Mahkemece yapılan değerlendirmede, uyuşmazlığın çözümünün vekalet ücretinin kime ait olduğunun tespitine bağlı olduğu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesi hükmü açıklanmak suretiyle, vekalet ücretlerinin, yapılan sözleşme ve alınan kararlara bağlı olarak belli oranlar dahilinde sözleşmeli avukatlarla paylaşılması veya tamamının onlara bırakılması hususunun vekalet ücretlerini belirlemede davacı bankanın hakim konumda olduğunu gösterdiği, yargılama gideri sayılan vekalet ücretlerinin davacıya ait olduğu ve tasarruf hakkının bulunduğu, vekalet ücretinin bankaya ait gelir olduğu ve bu kapsamda yapılan ödemelerin de ücret olduğu, dolayısıyla vekalet ücretlerinin verginin konusunu oluşturduğu, bu nedenle cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı; tekerrür yönünden yapılan incelemede, tekerrüre dayanak alınan 2011 yılının Mart dönemine ilişkin vergi ziyaı cezasının 2013 yılında kesinleştiği, bu cezanın ancak 2014 yılından itibaren tekerrüre esas alınabileceği, davaya konu 2011 yılına ait cezalar için tekerrürün söz konusu olamayacağı gerekçesiyle, cezanın tekerrüre isabet eden kısmının iptaline, vergi aslı ve bir kat vergi ziyaı cezası yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularına konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, lehe tahsilat olmadığı, Yargıtay kararlarında vekil ile müvekkil ilişkisinde avukatlık ücretinin vekile ait olacağının kabul edildiği, sözleşmeli avukatlara yapılan ödemelerin ücret olarak nitelendirilemeyeceği, cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı; davalı idarece, tekerrür uygulamasının hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı olarak istemlerin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından vergiyi doğuran olayın, yapılan muamele sonucunda banka lehine para kalmasıyla gerçekleşeceği, vergilendirme yapılabilmesi için banka tarafından yapılmış bir muamele olması, muamele sonucu lehe para kalması ve lehe kalan paranın nakden ve hesaben tahsil edilmesi gerekmektedir. Sözleşme hükümlerine göre avukatlara dağıtılan ve banka lehine tahsil edilen vekalet ücretleri üzerinden verginin tarh edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacı temyiz isteminin kabulü ile davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması; işlemin tekerrüre ilişkin kısmı hakkında verilen iptal kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı Bankanın tarafı olduğu dava ve takipler nedeniyle lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin, banka ve sigorta muameleleri vergisi matrahına dahil edilmediğinden bahisle, vergi inceleme raporuna istinaden, 2011 yılının Ocak ila Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen banka ve sigorta muameleleri vergileri ile tekerrür hükümleri de uygulanmak suretiyle kesilen vergi ziyaı cezalarının iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesinde yürürlükte bulunan değişik haliyle "Banka ve sigorta şirketlerinin 10/06/1995 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir. Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) da banka muameleleri vergisine tabidir. 90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ikraz işleriyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini esas iştigal konusu olarak yapanlar bu Kanunun uygulanmasında banker sayılırlar. Bir şahsın münhasıran altın alım ve satımı ile uğraşması banker sayılmasını gerektirmez." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından vergiyi doğuran olayın, yapılan muamele sonucunda banka lehine para kalmasıyla gerçekleşeceği, vergilendirme yapılabilmesi için banka tarafından yapılmış bir muamele olması, muamele sonucu lehe para kalması ve lehe kalan paranın nakden ve hesaben tahsil edilmesi gerekmektedir.
Olayda, sözleşmeli avukatlar tarafından vekaleten takibi yapılan ve lehe sonuçlanan davaların sonucunda mahkemelerce davacı bankaya ödenmesine hükmedilen vekalet ücretlerinin sözleşme hükümlerine uygun olarak avukatlara dağıtıldığı, bu vekalet ücretleri üzerinde bankanın herhangi bir tasarruf hakkının bulunmadığı ve bu nedenle vergiye tabi olmadığı anlaşıldığından, kararın cezalı tarhiyatlar yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrasında hukuki isabet bulunmamıştır.
Davalı idarenin tekerrüre ilişkin temyiz istemi yönünden ise, işin esası hakkında bozma kararı verildiğinden, cezanın tekerrüre isabet eden kısmının iptalinde sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin ise kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
3. Kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 27/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.