İşçilerin Başka Firmaya Geçmesi Haksız Rekabet Oluşturur Mu?

ÖZET:

Bölge Adliye Mahkemesince; davacı şirket çalışanı ...'ın davacı ile olan iş akdini sonlandırarak ayrıldıktan kısa bir süre sonra davalı şirkette müdür olarak çalışmaya başladığı, diğer davalıların da aralarında bulunduğu bir kısım davalı çalışanlarının da davacı şirketteki işlerinden ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başladıkları, ancak davalı şirkette kurucu veya ortak sıfatı bulunmayan davalı ...'ın diğer davalıların da aralarında bulunduğu davacı şirket çalışanlarını ayartarak ve yönlendirerek iş akitlerinin feshini ve davalı şirkette çalışmaya başlamalarını sağladığı yönünde hiçbir somut delil ileri sürülmediği, Alimex firmasının her iki taraf şirketin de ortak müşterisi olduğu, salt e-posta yazışmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, 21.03.2014 tarihli ve acente bilgilerini içeren e-postada geçen acentelerin, e-postanın gönderildiği 2014 yılı öncesinde 2013 yılında zaten her iki taraf şirket ile de ticari ilişki içerisinde bulunduğu, hatta bu şirketlerden Chinderfeldt'in davalı şirketin kurucu ortağı olduğu, davalı şirket kurucularından Chinderfeldt çalışanı olduğu belirtilen ... tarafından dava dışı ...'e gönderilen 03.09.2013 tarihli e-postada ise, kendisinin davacı şirketten ayrıldığı ve davalı ile çalışmaya davet edildiğinin belirtildiği, davacıyı kötüleyici veya çalışanlarını ayartma niteliğinde değerlendirilebilecek bir ifade bulunmadığı, bir kısım personelin davalıya geçtiği ve müşteri kaybedildiği doğru olmakla birlikte, davalıların ayrıca hukuka aykırı eylemlerine de rastlanılmadığı, tedarikçi ve müşterilerin salt çalışanların yönlendirmesiyle firma tercihinde bulunmayacağı, sunulan hizmetin kalitesi, fiyat politikası gibi sair ekonomik nedenlerin de tercihte etkili olduğu gerçeği karşısında, asıl davada davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturmadığı anlaşılmasına göre, asıl davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamıştır.


11. Hukuk Dairesi 

2021/3141 E.
2022/8503 K.


Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12.11.2018 tarih ve 2014/45 E- 2018/1248 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nce verilen 28.01.2021 tarih ve 2019/47 E- 2021/81 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 29.11.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı ... ve ... vekili Av. ... ile davalılar ... ve ... vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı-karşı davalı vekili; davalı kişilerin daha önce müvekkili şirkette çalıştıklarını, davalı ...'ın uzun yıllardan beri müvekkili şirkette çalışarak müvekkilinin iş sırlarına vakıf olduğunu, bu davalının istifa ederek ayrıldıktan sonra müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirkette müdür olarak çalışmaya başladığını, davalının, müvekkilinin bazı çalışanlarını davalı şirkette çalışmaya ikna ederek iş sözleşmelerinin feshine neden olduğunu, davalının ayrılması sonrasında müvekkilinin 15 çalışanının daha kısa bir süre içinde işten ayrıldıklarını, ayrılan kişilerin 9 tanesinin müvekkilinin iş sırlarına sahip olduklarını, bu kişilerin kısa süre içerisinde işten ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başlamasının haksız rekabet oluşturduğunu, davalı şirketin müvekkilinin müşterileri ile irtibata geçerek müvekkili ile olan sözleşmeleri ihlale yönelttiğini, bu kapsamda davalı şirket ortağı Chinderfeldt adına ... tarafından gönderilen mailin haksız rekabeti ortaya koyduğunu, davalıların eylemleri sonucunda Alimex'in bir kısım işlerini müvekkili şirketten çektiğini, yine müvekkilinin tedarikçisi olan ...ile GTL Spol. SRO'nun da müvekkili ile çalışmalarına son verdiklerini, ...firmasının davalı şirketle çalışmaya başladığını, müvekkilinin müşterisi olan Alimex firması çalışanı tarafından davalı şirket bünyesinde çalışmaya başlayan ...'a gönderilen mail ile bu firmaya ait taşımaların tutulduğu excel dosyasının yer aldığını, bu dosyanın tamamen müvekkilinin ticari sırrı niteliğinde olduğunu, bu kayıt ve tabloların kullanılmasının haksız rekabet oluşturduğunu, yine müvekkilinden ayrılıp davalıyla çalışmaya başlayan ...tarafından yapılan yazışmadan da müvekkilinin müşterisine ait taşımanın davalı tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız rekabetin önlenmesine, 30.000.-TL maddi zarar, 30.000.-TL kar kaybı olmak üzere 60.000.-TL maddi tazminat ile 100.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.


Davalı ... vekili; müvekkili ile davacı arasında rekabet yasağı sözleşmesi bulunmadığını, iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, müvekkilinin sigortalı çalışan olup davalı şirkette ortaklığının bulunmadığını, davacının iddialarının soyut olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı ... Nakliyat vekili; müvekkilinin tamamen yurtdışı sermayeli bir şirket olduğunu, sektörde müşterilerin çalışacağı lojistik firmasını e-ihale ile seçtiklerini, bu nedenle haksız rekabetin söz konusu olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalılar ... ve ... vekili; müvekkillerinin davacı ile olan iş akitlerini haklı nedenle feshettiklerini, davacıya karşı rekabet yasağı sözleşmesinin bulunmadığını, davalı şirkette ortaklıklarının bulunmadığını, çalışma özgürlüğü kapsamında işten ayrılan müvekkillerinin başka işyerinde çalışmalarının doğal olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı-karşı davacı ... Nakliyat vekili; birleşme ve devirler ile davacı-karşı davalının kardeş şirketi Borusan'ın sektörde öncü konumunda bulunduğunu, müvekkilinin faaliyete geçmesi sonrasında Borusan yetkilisinin müvekkilinin tedarikçilerini ziyaret ederek müvekkiline yük vermemelerini söyleyerek müvekkilini kötülediğini, bazı müşterilere iş yapmama karşılığında para teklif edildiğini, müşterilere baskı oluşturularak müvekkilini yok etmeye çalıştığını ileri sürerek davacı-karşı davalının haksız rekabet eylemleri nedeniyle 10.000.-TL maddi ve 20.000.-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı-karşı davacı BLG Lojistik (Borusan) vekili; karşı davacının haksız rekabet iddiasının hiçbir somut delile dayanmadığını savunarak karşı davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar ... ve ... aleyhine açılan dava ile karşı davada haksız rekabet olgusunun kanıtlanamadığı, davalı ... Nakliyat aleyhine açılan davada ise, davalılardan ...'ın davacı şirkette uzun süre üst düzey görevde çalıştıktan sonra sektörde edinmiş olduğu bilgi ve tecrübe ile davacı şirkete ait ticari sır kapsamında vakıf olduğu bilgiler neticesinde davalı-karşı davacı ...'un kuruluş aşamasında görev aldığı, şirket kurulduktan sonra aynı sektörde faaliyette bulunduğu, davacı şirkete ait bir kısım nitelikli personelin davalı şirkette çalışması hususunda aktif rol oynadığı, davacı şirketin bir kısım müşterilerinin davalı şirkete kazandırıldığı, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek raporda belirtildiği üzere dava konusu şirketlerin ortak müşterilerinden dolayı davacı tarafın maddi zararının 76.424.-TL olduğu, söz konusu zararın davalı ... ile ile davalı ... Nakliyat'ın haksız rekabet eyleminden kaynaklandığı, ancak oluşan zararın tamamının münhasıran bu davalıların haksız rekabet eyleminden kaynaklandığının sabit olmadığı, hayatın olağan akışına göre müşteri ve tedarikçilerin muhtelif saiklerle firma tercihinde bulunabilecekleri dikkate alınarak belirlenen tazminattan 1/3 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak, davacı tarafın haksız rekabet kapsamında talep edebileceği maddi tazminat miktarının 50.949.-TL olduğu, davacı tarafın haksız rekabet kapsamında manevi tazminat isteme koşulları gerçekleşmediğinden bu talep ile haksız eyleminin önlenmesine yönelik istemin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle; davacı tarafından davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, davalı-karşı davacı ... Nakliyat tarafından açılan karşı davanın reddine, davalı ... Nakliyat ile ... aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacının haksız rekabetin önlenmesi ile manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.


Karara karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince;davacı şirket çalışanı ...'ın davacı ile olan iş akdini sonlandırarak ayrıldıktan kısa bir süre sonra davalı şirkette müdür olarak çalışmaya başladığı, diğer davalıların da aralarında bulunduğu bir kısım davalı çalışanlarının da davacı şirketteki işlerinden ayrılarak davalı şirkette çalışmaya başladıkları, ancak davalı şirkette kurucu veya ortak sıfatı bulunmayan davalı ...'ın diğer davalıların da aralarında bulunduğu davacı şirket çalışanlarını ayartarak ve yönlendirerek iş akitlerinin feshini ve davalı şirkette çalışmaya başlamalarını sağladığı yönünde hiçbir somut delil ileri sürülmediği, Alimex firmasının her iki taraf şirketin de ortak müşterisi olduğu, salt e-posta yazışmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, 21.03.2014 tarihli ve acente bilgilerini içeren e-postada geçen acentelerin, e-postanın gönderildiği 2014 yılı öncesinde 2013 yılında zaten her iki taraf şirket ile de ticari ilişki içerisinde bulunduğu, hatta bu şirketlerden Chinderfeldt'in davalı şirketin kurucu ortağı olduğu, davalı şirket kurucularından Chinderfeldt çalışanı olduğu belirtilen ... tarafından dava dışı ...'e gönderilen 03.09.2013 tarihli e-postada ise, kendisinin davacı şirketten ayrıldığı ve davalı ile çalışmaya davet edildiğinin belirtildiği, davacıyı kötüleyici veya çalışanlarını ayartma niteliğinde değerlendirilebilecek bir ifade bulunmadığı, bir kısım personelin davalıya geçtiği ve müşteri kaybedildiği doğru olmakla birlikte, davalıların ayrıca hukuka aykırı eylemlerine de rastlanılmadığı,tedarikçi ve müşterilerin salt çalışanların yönlendirmesiyle firma tercihinde bulunmayacağı, sunulan hizmetin kalitesi, fiyat politikası gibi sair ekonomik nedenlerin de tercihte etkili olduğu gerçeği karşısında, asıl davada davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturmadığı anlaşılmasına göre, asıl davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığı, öte yandan mahkemece asıl davada haksız rekabetin önlenmesi isteminin reddine karar verilmişken, bunun aksine ve çelişki oluşturacak nitelikte haksız rekabetten kaynaklanan maddi tazminat isteminin kabulü yönünde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı, karşı davadaki iddiaların ise kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: 

Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ...'nden alınmasına, 30/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.