ÖZET:
- Bölge adliye mahkemesi yaptığı değerlendirme sonucu bozma kararının doğru olduğu kanaatine varırsa bozmaya uyulmasına karar verecektir.
- Bozmaya uyma kararı ile birlikte kendisi için o kararda belirtilen hukukî esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Ayrıca uyma kararı, mahkemenin vermiş olduğu önceki kararının hatalı olduğu ve Yargıtay'ın bozma kararı doğrultusunda yeniden inceleme yaparak karar vereceği anlamına gelmektedir.
- Diğer yandan bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak düzelterek veya yeniden esas hakkında hüküm vermesi ve bu hükmün de Yargıtay tarafından bozulması ile ilk derece mahkemesi kararı ortadan kalkmış olur.
- Hüküm mahkemesi sıfatıyla esas hakkında verdiği karara ilişkin bozma ilamına uyan bölge adliye mahkemesinin hüküm mahkemesi sıfatı devam ettiğinden bozma kararına uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli bir karar vermesi gerekir.
- Aksine hukuk dünyasında geçerli ve sonuç doğurabilir bir ilk derece mahkemesi kararı varmış gibi bu karara yönelik istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurusunun veya başvurularının esastan reddine karar verilmesine olanak bulunmamaktadır. Ayrıca bu durumun, infazda tereddütlere ve karışıklıklara neden olacağı ve hükmün infazını engelleyeceği yönünde bir etki yapacağının gözetilmesi gerekir.
Y A R G I T A Y
1 . H U K U K D A İ R E S İ
Esas No : 2021/7212
Karar No : 2023/818
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Çise Arakzö, davalılar Elvin Niketre Rekid ve Erim Andaç Rekid tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı Gürsel Lad’nin maliki olduğu dava konusu *** ada *** parsel *** no.lu bağımsız bölümü ölümünden 3 saat sonra davalı yeğeni Erim Andaç’ın vekaleten davalı nişanlısı Elvin’ye satış suretiyle temlik ettiğini, Elvin’nin de davalı Gülriz Zigne’a satış suretiyle temlik ettiğini, ilk temlikin yolsuz, ikinci temlikin muvazaalı yapıldığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa şimdilik 77.000 TL tazminata, neden oldukları zararlar nedeniyle de şimdilik 5.000 TL manevi tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1.Davalı Gülriz, iyiniyetli olduğunu, emlakçı vasıtası ile taşınmazı 257.000 TL bedelle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı Erim Andaç, mirasbırakan Gürsel’in dava dışı annesi Cahide'e olan borçlarının dava konusu taşınmazın satılarak tahsili için vekaleti verdiğini, temlik saatinde vekil edenin ölü olduğunu bilmediğini, diğer malik Gülriz Zigne’a yapılan satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
3.Davalı Elvin, temlik tarihinde nişanlısı olan davalı Erim Andaç’ın isteği ile taşınmazı üzerine alıp sonra da davalı Gülriz Zigne’a sattığını, 175.000 TL elden, 80.000 TL banka hesabına olacak şekilde 255.000 TL bedelin alınarak davalı Erim Andaç’a verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2015/228E., 2018/543K. sayılı kararıyla; kayıt malikinin iyiniyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteminin reddine, temlik tarihinde vekalet verenin ölü olduğu, vekaletin kötüye kullanıldığı gerekçesiyle tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı, davalılar Elvin ve Erim Andaç tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2019/483E., 2019/984K. sayılı kararıyla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b1 maddesi gereğince davalılar Elvin ve Erim Andaç’ın istinaf başvurusunun esastan reddine, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk temlikin yolsuz olduğu, davalı Gülriz’nin satış bedeli konusunda çelişkili beyanda bulunduğu, emlak komisyoncusunun komisyon bedeli için fatura ya da makbuz kesmediği, iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle, davacının tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Gülriz Zigne tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairece “...tanık beyanları, hastane kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının babası Gürsel Lad’nin yoğun bakımda olduğu zamanda kardeşinin oğlu olan davalı Erim’in tapuda devir işlemine başladığı, ölümünden 3 saat sonra ise davalı Elvin’ye satış yaptığı, vekil edenin yoğun bakımda olduğu, iradesinin olmadığını bilebilecek konumda olan davalı yeğen vekil Erim’in ve vekilden taşınmazı temlik alan davalı Elvin’nin temlik tarihinde davalı vekil Erim ile nişanlı olması nedeniyle iyiniyetli olmadıkları sabittir. Davalı Gülriz Zigne yönünden ise hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ile TMK’nın 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir ifade ile davalı Gülriz Zigne’ın iyiniyetli olmadığının ispat külfeti davacı tarafa aittir. Ne var ki; son kayıt maliki davalı Gülriz Zigne’ın dava konusu taşınmazı ipotek ederek 80.000 TL tutarında kredi çektiği, dava dışı eşi Anıl Zigne’ın AAAAAbank hesabından temlik tarihi olan 04.07.2014 tarih saat 11:00’de 80.000,00 TL çektiği, ipotek ekspertiz raporunda dava konusu taşınmazın acil satış değerinin 270.000 TL ve piyasa değerinin 300.000 TL olarak belirlendiği, davalı Gülriz Zigne’ın tanıklarının evin tamir edildiği, tadilat yapıldığını bildirdiği, davacının tek tanığının davalı Gülriz Zigne’ın kötüniyetli olduğuna dair beyanının bulunmadığı, bu kapsamda davacının davalı Gülriz Zigne’ın kötüniyetli olduğunu ispat edemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalı Gülriz Zigne’ın iyiniyetli olduğu gözetilerek iptal tescil isteğinin reddine, davalılar Elvin ve Erim Andaç’ın kötüniyetli olarak el ve işbirliği içinde oldukları gözetilerek tazminattan sorumlu tutulmaları gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....” gerekçesiyle bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Elvin vekili ve davalı Erim Andaç vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kötüniyetle temyiz eden davalılar için HMK’nın 329. maddesinin uygulanması gerektiğini, üç sene önce belirlenen miktarın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, sözlü yargılamanın usûlüne uygun yapılmadığını, yeniden tespit talep etme hakkının önüne geçildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2-Davalı Elvin vekili temyiz dilekçesinde özetle, hiçbir menfaat elde etmediğini, vasiyet üzerine satışa katıldığını, borç nedeniyle devrin yapıldığını, vekillere temlik edilemediğinden adına tescil edildiğini, ölümden haberi olmadığını, satış bedelini davalı Andaç’a verdiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3-Davalı Erim Andaç vekili temyiz dilekçesinde özetle, dinlenen tanıkların mirasbırakanın annesine borcu olduğunu ispatladığını, temlik tarihinde dayısının öldüğünden haberdar olmadığını, bir gün önce alınan randevu üzerine tapuya gittiğini, dayısının iradesi doğrultusunda işlem yaptığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1024. maddesinde; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.
Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.
Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir." düzenlemesi mevcuttur.
2.HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK’nın 373/3. maddesi gereğince bozma kararına uyulduğuna göre bundan sonra bozmaya ve HMK’nın 297. maddesine uygun yeni bir karar verilmesi gerekir. İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2015/228 E., 2018/543 K. sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 02.07.2019 tarihli ve 2019/483 E., 2019/984 K. sayılı kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin, yazılı olduğu üzere istinaf isteminin reddi şeklinde de hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırıdır.
4. Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı, davalı Elvin ve davalı Erim Andaç’ın temyiz itirazlarının reddine,
2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) numaralı bendindeki “Davacı ile davalılar Elvin Niketre Rekid ve Erim Andaç Rekid’ın istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1. maddeleri gereğince esastan reddine, aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına” cümlesinin hükümden çıkarılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.