ÖZET:
📌 Yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi durumunda, yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması ve buna göre hükmolunan icra inkar tazminatı miktarının hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
📌 Sözleşme kapsamında alacak miktarı ve yapılan ödemeler likit olmakla itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan kabul edilen meblağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine,” söz ve rakamlarının çıkarılarak yerine “İptaline karar verilen tutarın takip tarihindeki kur üzerinden karşılığı olan 70.210,08 TL'nin % 40'ı olarak hesaplanan 28.084.03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, söz ve rakamlarının yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmiştir.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2022/852
Karar : 2022/7856
Tarih : 18.10.2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 18/10/2022 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile imzalanan Leasing Devri ve Daire Satış Sözleşmesi uyarınca Kadıköy'deki daireyi 550.000.- USD karşılığında davalıya sattığını, davalının satış bedelinin 85.000.- USD’lik kısmını ödememesi üzerine davalı aleyhinde İstanbul Anadolu 8. İcra (Kapatılan Kadıköy 8. İcra) Müdürlüğünün 2010/14080 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, aralarında daha sonra yapılan sözlü anlaşma ile davacıya ait daireyi 520.000.- USD karşılığında satın aldığını, 10.000.- USD kaparo verdiğini, değişik tarihlerde 100.000-USD ve 280.000-USD davacıya eft ile ödeme yaptığını, davacının leasing sözleşmesinden kaynaklı olarak bankaya olan 6.705,00 TL ve 3.500,00 TL borcunu ödediğini, 08.03.2010 tarihli leasing sözleşmesinin devri konulu noter sözleşmesi ile 79.357,78 Euro bedeli ödemeyi üstlendiğini, değişik tarihlerde davacının vergi borcu ve taşınmazın aidat borçlarını ödediğini ve toplamda davacıya 523.000 USD ödeme yaptığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hüküm temyiz edilmesi üzerinde Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 21/12/2017 tarih sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile davalı tarafça İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü'nün (Kapanan Kadıköy 8. İcra müdürlüğü) 2010/14080 sayılı dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 45.296,83 USD asıl alacak yönünden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, sözleşme kapsamında alacak miktarı ve yapılan ödemeler likit olmakla itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan kabul edilen meblağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine, reddedilen takip alacağı yönünden davacının kötü niyetli olduğunun sabit olmaması sebebiyle kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi durumunda, yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması ve buna göre hükmolunan icra inkar tazminatı miktarının hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Mahkemece, infazda tereddüt yaratacak şekilde, sözleşme kapsamında alacak miktarı ve yapılan ödemeler likit olmakla itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan kabul edilen meblağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine şeklinde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nin 438/7.maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan hükmün 1. bendinde yer alan “Sözleşme kapsamında alacak miktarı ve yapılan ödemeler likit olmakla itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan kabul edilen meblağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine,” söz ve rakamlarının çıkarılarak yerine “İptaline karar verilen tutarın takip tarihindeki kur üzerinden karşılığı olan 70.210,08 TL'nin % 40'ı olarak hesaplanan 28.084.03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 21,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya istek halinde iadesine, 8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,18/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.